Ufak tefek bir şeyler üretelim, uzun kış akşamları boş da durmayalım derken bir anda ahoy! dedi fikirler. İsmiyle çıkageldi. Ahoy; en kısa anlamıyla merhaba demek. Bir nida, seslenme, selamlama sözcüğü. Bazı ülkelerde doğrudan kullanılıyor, hello anlamında, bazılarında duyunca hatırlıyorlar, evet selam verdi diyorlar. Denizcilikte de dikkat çekmek için kullanılıyor, "Land ahoy!", "Ship ahoy!" gibi. Ama bizim denizcilikle alakamız, Antalya’da yaşamak sayılırsa, o kadar. Asıl ilginç olan şu ki, Graham Bell telefonu icat ettiğinde "Ahoy" ile deneme yapmış. Hani biz şimdi "Alo, 1-2, ses kontrol" diyoruz ya, Bell de "Ahoy, 1-2" demiş. Ama tutmamış, "Hello" kazanmış. Bizse "Ahoy"u duyduğumuz günden beri seviyoruz, üniversite yıllarından beri dilimize doladık. Grahamcıyız yani. Neyse, biz ahoyun selamlama, seslenme kısmını alıyoruz, günlük hayatta kullandığımız gibi. Biraz dikkat çekme anlamı da işlese fena olmaz, orası ayrı.

Birimiz kreş öğretmeni, birimiz şehir plancısıyız. Şimdi ise atölyeye dönen evimizin bir odasında, kendi ellerimizle ürettiğimiz deri ürünlerle bambaşka bir yolculuğa çıktık. Kesiyoruz, biçiyoruz, dikiyoruz, kokusuyla mest olduğumuz derileri şekillendiriyoruz. Bazen ortalık karışıyor, ipler dolaşıyor, delgeç kayboluyor ama sonuçta ortaya çıkan şeyleri seviyoruz. Çünkü her ürün, elimizden çıkan bir hikâye taşıyor. Seri üretim değil, elde tek tek işlediğimiz detaylar var. O yüzden her dikişte biraz biz varız, her çantada, her cüzdanda, her Freebag’de elimizin izi var.

Deriyi seviyoruz. Yaşayan bir malzeme gibi, zamanla güzelleşiyor, hikâyesini biriktiriyor. O yüzden her ürünü yaparken, onu yıllarca kullanacak birini hayal ediyoruz. Belki yıllar sonra, köşeleri iyice yumuşamış, derisi patina kazanmış bir Freebag göreceğiz birinin omzunda ve "Biz yaptık!" diye içimiz kıpır kıpır olacak.

Bizim için isimler de önemli. Ürünlerimizin hepsine antik kentlerin isimlerini veriyoruz. Ama bu isimleri tek başımıza seçmiyoruz; sizinle birlikte, anketlerle karar veriyoruz. Yani Ahoy'un her köşesinde biraz da siz varsınız.

Malzemelerimizi en kaliteli gerçek derilerden ve yan ürünlerden seçiyoruz. Uzun ömürlü, zamansız ve güzel eskisin diye. Ve bu yolculuğun daha da büyümesini istiyoruz. Hayalimiz, bir gün kahvelerimizi hazırlayıp, birlikte üretebileceğimiz, sohbet edebileceğimiz bir atölye açmak. Elimizi deriye vurduğumuzda çıkan sesi, kahve kokusuyla birleştirip, sizlerle birebir paylaşmak.

Hepinize sesleniyoruz. AHOY! Çıkın çıkın gelin. Önce sayfaya, sonra bir gün atölyeye de bekleriz. Kahveler bizden. Ahoy! 🚀